front

adj. ön, öndeki, cüret
————————
n. ön, ön taraf, yüz, cephe, paravan kişi, paravan şirket, alın, sima, yüzsüzlük, utanmazlık, arsızlık
————————
v. bakmak, dönmek, yönelmek, karşı olmak, önderlik etmek, yol göstermek, cephesini düzenlemek
* * *
1. önünde bulun (v.)
2. ön (adj.)
* * *
noun
1) (the part of anything (intended to be) nearest the person who sees it; usually the most important part of anything: the front of the house; the front of the picture; (also adjective) the front page.) ön, ön taraf
2) (the foremost part of anything in the direction in which it moves: the front of the ship; (also adjective) the front seat of the bus.) ön taraf/kısım, ön yüz, baş
3) (the part of a city or town that faces the sea: We walked along the (sea) front.) kenar, kıyı
4) ((in war) the line of soliers nearest the enemy: They are sending more soldiers to the front.) cephe
5) (a boundary separating two masses of air of different temperatures: A cold front is approaching from the Atlantic.) cephe
6) (an outward appearance: He put on a brave front.) tavır, tutum
7) (a name sometimes given to a political movement: the Popular Front for Liberation.) cephe, grup
•
- frontage
- frontal

- at the front of

- in front of

- in front

v.önünde bulun:adj.ön

/frant/ a. ön, ön taraf; en önemli ya da en öndeki konum, en önemli mevki, en ön yer; yüz, cephe; yüz, çehre; ask. cephe; yaygın ve etkin politik hareket; kon. paravana, maske; davranış, tavır, hareket ¤ e. ile karşı karşıya olmak, -e bakmak, -in karşısında olmak ¤ s. önde yer alan, önde bulunan, öndeki, önle ilgili, önde gelen, ön in front önde, önden in front of -in önünde front axle ön dingil, ön aks front axle suspension oto. ön dingil süspansiyonu front-benchers bakanlar front bumper oto. ön tampon front door ön kapı front drive önden müteharrik, önden çekişli front drive shaft oto. ön tahrik şaftı front elevation bina ön cephesi, önden görünüş front end fee yönetim komisyonu front-end processing biliş. ön-uç işleme front-end processor biliş. ön-uç işlemci front facade cephe, önyüz, alnaç front face ön yüz front fender oto. ön çamurluk front fork (bisiklet) ön çatal front headlight oto. ön far front loading washer önden yüklemeli yıkayıcı front mudguard oto. ön çamurluk front page ön sayfa front porch elek. ön düzlük, satır önü boşluğu front projection önden projeksiyon, önden gösterim front roller teks. ön silindir, ön vals front spring demy. ön makas, ön yay front-to-back ratio elek. ön-arka oranı front view önden görünüş front wheel ön tekerlek front wing oto. ön çamurluk

Ingliz tili - Turkcha lug'atida Ingliz tili front so'zining Turkcha ma'nosi nima? Ingliz tili tili bo'limidagi front so'zi Turkcha tilidagi ma'noni yuqoridan o'qingiz mumkin. front boshqa tillarda ma'noni quyidagidan topishingiz mumkin.

Ingliz tili - Turkcha луғатида Ingliz tili front сўзининг Turkcha маъноси нима? Ingliz tili тили бўлимидаги front сўзи Turkcha тилидаги маънони юқоридан ўқингиз мумкин. front бошқа тилларда маънони қуйидагидан топишингиз мумкин.