flat

Ingliz tili flat nima?, Ingliz tili - Turkcha lug'at flat bu nima degani?

adj. düz, yassı, yatay, kesin, kati, gazı kaçmış, tatsız, havası inmiş, patlak, durgun, tekdüze, kesat, hareketsiz, sabit, boğuk, kısık, bemol, boş, boşalmış (aku, pil vb.)
————————
adv. düz olarak, yatay biçimde, tam olarak, bütünüyle, kesin olarak, açık olarak, faizsiz, asıl notadan aşağı olarak
————————
n. düz şey, düz yüzey, düzlük, patlak lastik, bemol, apartman dairesi, kat
* * *
1. tamamıyla (adv.)
2. düz (adj.)
* * *
[flæt]
1. adjective
1) (level; without rise or fall: a flat surface.) düz
2) (dull; without interest: She spent a very flat weekend.) sıkıcı
3) ((of something said, decided etc) definite; emphatic: a flat denial.) kesin
4) ((of a tyre) not inflated, having lost most of its air: His car had a flat tyre.) patlak
5) ((of drinks) no longer fizzy: flat lemonade; (also adverb) My beer has gone flat.) gazı kaçmış
6) (slightly lower than a musical note should be: That last note was flat; (also adverb) The choir went very flat.) pes, akortsuz
2. adverb
(stretched out: She was lying flat on her back.) dümdüz
3. noun
1) ((American apartment) a set of rooms on one floor, with kitchen and bathroom, in a larger building or block: Do you live in a house or a flat?) daire, kat
2) ((in musical notation) a sign (♭) which makes a note a semitone lower.) bemol
3) (a level, even part: the flat of her hand.) düzlük, düz taraf
4) ((usually in plural) an area of flat land, especially beside the sea, a river etc: mud flats.) düzlük, düz alan

- flatly
- flatten

- flat rate

- flat out

adv.tamamıyla:adj.düz

/flet/ s. düz; yassı, yayvan; (içki) gazı gitmiş, gazsız; sıkıcı, tekdüze; mat, donuk; (iş, vb.) durgun; (lastik) havasız; (pil) bitik; müz. bemol; tam, kesin, kati, değişmez ¤ a. apartman dairesi, kat; düz arazi, ova; sığlık, bataklık; düz yüzey ¤ be. tamamen, bütün bütün, tam; müz. bemol fall flat on one's face sırtı yere gelmek as flat as a pancake yamyassı, pide gibi flat angle mat. düz açı flat arch basık kemer, yassı kemer, düz kemer flat base rim oto. alçak tabanlı jant, düz tabanlı çember flat belt düz kayış flat broke metliksiz, beş kuruşsuz, cebi delik flat car açık yük vagonu flat coil elek. yassı bobin flat cost üretim maliyeti flat engine oto. boksermotor, düz motor flat file yassı eğe, düz eğe flat glass düz cam flat-hammer çekiçle düzlemek flat head yassı başlı flat-joint pointing düz derz yapma flat out azami hızla, son hız, tam gaz; (konuşma) dolaysız olarak, açıkça flat price tek fiyat flat-rate tariff düz oranlı vergi flat rate tek fiyat, sabit fiyat flat rolled steel met. yassı haddelenmiş çelik flat roof düz çatı flat rope yassı halat flat seam mad. düz damar flat slab düz plaka flat spin hav. düz viril, yaprak virili flat spot (karbüratör) ölü nokta flat spring yaprak yay flat topped yassı başlı flat tubular radiator oto. yassı borulu radyatör flat tuning elek. yüzeysel seçme flat twin mak. flat-twin flat tyre oto. patlak lastik flat yield düz getiri, düz verim that's flat kon. işte o kadar, kararım değişmez


Ingliz tili - Turkcha lug'atida Ingliz tili flat so'zining Turkcha ma'nosi nima? Ingliz tili tili bo'limidagi flat so'zi Turkcha tilidagi ma'noni yuqoridan o'qingiz mumkin. flat boshqa tillarda ma'noni quyidagidan topishingiz mumkin.

Ingliz tili - Turkcha луғатида Ingliz tili flat сўзининг Turkcha маъноси нима? Ingliz tili тили бўлимидаги flat сўзи Turkcha тилидаги маънони юқоридан ўқингиз мумкин. flat бошқа тилларда маънони қуйидагидан топишингиз мумкин.

Was this article helpful?

93 out of 132 found this helpful