face

Ingliz tili face nima?, Ingliz tili - Turkcha lug'at face bu nima degani?

n. ön, yüz, çehre, surat, sima, hal, tavır, eda, yüz ifadesi, görünüş, şekil, biçim, yüzey, üst taraf, cephe, önyüz, resimli taraf, kadran, onur, itibar
————————
v. bakmak, göğüs germek, karşı olmak, yönelmek, dönmek, yüzünü dönmek, yüz yüze gelmek, kaplamak, karşı karşıya gelmek, karşı koymak, karşı çıkmak, göze almak, katlanmak, yüzleşmek, astarlamak, kaplama yapmak
* * *
1. bak (v.)
2. yüzey (n.)
3. yüzyüze gel (v.)
4. yüz (n.)
* * *
[feis]
1. noun
1) (the front part of the head, from forehead to chin: a beautiful face.) yüz
2) (a surface especially the front surface: a rock face.) yüzey
3) (in mining, the end of a tunnel etc where work is being done: a coal face.) yüz, alın
2. verb
1) (to be opposite to: My house faces the park.) ...-e bakmak
2) (to turn, stand etc in the direction of: She faced him across the desk.) dönmek, çevirmek
3) (to meet or accept boldly: to face one\'s fate.) cesaretle karşılamak

- -faced
- facial

- facing

- facecloth

- facelift

- face-powder

- face-saving

- face value

- at face value

- face the music

- face to face

- face up to

- in the face of

- lose face

- make/pull a face

- on the face of it

- put a good face on it

- save one\'s face

v.bak:n.yüzey

/feys/ a. yüz, surat, çehre; görünüş, şekil; dış görünüş; itibar, saygınlık, şeref; mad. ayna, arın, alın ¤ e. bakmak, karşı karşıya olmak; karşılamak, karşı karşıya gelmek, göğüs germek; örtmek, sıvamak, kaplamak be written on sb's face yüzünden akmak do (up) one's face makyaj yapmak come face to face with ile karşı karşıya gelmek face about ters yöne dönmek face amount üzerinde yazılı meblağ face brick inş. yüz tuğlası face conveyor mad. arın konveyörü, alın taşıyıcısı face cream yüz kremi face down yüzükoyun face hammer inş. baskı çekici; soyma çekici face it out sonuna kadar götürmek face joint inş. duvar yüzü derzi, duvar yüzü eki face lathe mak. yüz tornası face of policy poliçedeki yazılı değer face par nominal değer face plate (torna) düz ayna face stone kaplama taşı, kesme taş face string alınlık kirişi face the music ceremeyi çekmek, sonucuna katlanmak, zorluğa katlanmak face to face yüz yüze face up to yüz yüze gelmek face value nominal değer, itibari kıymet face wall cephe duvarı, ön yüz duvarı face with yüz yüze gelmek face-centred yüzey merkezli for sb's fair face yüzü suyu hürmetine have the face yüzü tutmak, cüret etmek in the face of -e karşın, -e rağmen, karşısında lose face küçük düşmek, saygınlığını yitirmek, rezil olmak lying on its face yüzüstü make a face kaş göz etmek on the face of it görünüşe bakılırsa, görünüşte pull a long face suratını asmak put a bold face on bozuntuya vermemek put a new face on yeni bir şekil vermek put one's face on makyaj yapmak save one's face zevahiri kurtarmak say sth to sb's face yüzüne karşı açıkça söylemek show one's face meydana çıkmak, bir yere çıkagelmek to sb's face yüzüne karşı, açıkça


Ingliz tili - Turkcha lug'atida Ingliz tili face so'zining Turkcha ma'nosi nima? Ingliz tili tili bo'limidagi face so'zi Turkcha tilidagi ma'noni yuqoridan o'qingiz mumkin. face boshqa tillarda ma'noni quyidagidan topishingiz mumkin.

Ingliz tili - Turkcha луғатида Ingliz tili face сўзининг Turkcha маъноси нима? Ingliz tili тили бўлимидаги face сўзи Turkcha тилидаги маънони юқоридан ўқингиз мумкин. face бошқа тилларда маънони қуйидагидан топишингиз мумкин.

Was this article helpful?

93 out of 132 found this helpful